KİTAPLAR
KOMŞUDAKI HAMAM BÖCEKLERI
Adnan Arduman
Kimi insanlar içindeki sese kulak verir, kimileri de çevrelerini gözlemleyerek
kendilerine yeni alanlar açarlar. Komşudaki Hamam Böcekleri’nin kahramanı
fotoğrafçı Gökhan, entelektüel bir şehir insanı olarak günlük hayatını
sürdürürken, diğer yandan da bir üçayağın üzerine yerleştirdiği fotoğraf
makinesi ile düzenli olarak karşı komşusunu dikizlemektedir.
Gördükleri, düşüncelerinin akışını değiştirecek ve yazmakta olduğu romanının
parçalarını oluşturacaktır. Bir yandan büyümüş de küçülmüş Maya ile
Orwell’ı, Sartre’ı konuşup, Beatles şarkılarını gizemli kodlarla öykülerine
dönüştüren Gökhan, diğer yandan da annesiyle arasındaki kuşaklar arası
mücadelesini kararlılıkla sürdürecektir. Bütün bu ilişkiler ağı içinde, kendini
Antonio’nin Blow-Up filminin ana karakteri Thomas gibi yeniden var
edecektir.
Adnan Arduman ilk romanı Komşudaki Hamam Böcekleri’nde çevremizde
olup bitenleri keskin bir gözlem, ince bir mizah, yoğun bir bilgi bombardımanı
ve ilginç ayrıntılarıyla bizlere aktarıyor. Günümüzün “Kafka”sı da herhalde
Gökhan gibi bir karakter olacak; hem üretecek hem tüketecek ama kaderini
başkasının belirlemesine izin vermeyecektir. Hiçbir hayat dışarıdan göründüğü
kadar sıradan değildir.
Merih Akoğul
AĞUSTOS
Merih Akoğul
Fotoğraf sanatçısı, akademisyen, eleştirmen, küratör, radyo programcısı Merih Akoğul'un, Ağustos 2020'de oluşturduğu, hepsi küçük harfler ile "ağustos" YOK'un ilk şiir eseri oldu.
"ağustos" 2020'nin pandemik karanlığında Akoğul'un balkonunda olgunlaştı, 2021 Mart ayında dalından düştü, Şimdi tam da "ağustos" zamanı.
Şairden;
^^Aylardan Ağustos'tu. Şiir, en büyük salgınımdı benim. Yakalanmıştım. Balkona çıktım. Maskemi attım. Aklımda dizelerle, küllerimle yeniden doğdum. Kağıt, kalem ve mürekkep. İyi ki bizi olacaklara hazırlayan şiir vardı.^^
YOK : 2
ağustos
merih akoğul
Şiir
Kapak İllüstrasyonu: Gürbüz Doğan Ekşioğlu
Kapak Tasarımı: Bülent Şengül
Dizgi: Didem Öztürk
Baskı ve Cilt: A4 Ofset Matbaacılık
ISBN: 978-605-74817-1-9
KİTAPLAR
MEKSİKA MADEN GÜNLÜKLERİ
JEAN DUPONT
Bu kitabı yazan Fransız, bir kuşağın imgelemine damgasını vurmuş Gemide’ye istinaden « Bir
memleket gibidir maden » diyebilirmiş, fakat böyle bir cümleyi çıkarabilmek için gereken
hamur muhtemelen sadece dehadan oluşamaz, onun aynı zamanda şarklılıkla ve
aradakalmışlıkla yoğurulması da gerekir. Oysa ki metinden anlaşılan kadarıyla yazar üçüncü
dünyasal aradakalmışlıklarla nispeten geç tanışmış, bu kitap da o geç gelen tanışıklığa alışma
sürecindeki afallamaların, bocalamaların ve hayata geri tutunmaların bir tanığı, bir
yandanyemişlikler dizisinin sonucu olarak ortaya çıkmış.
Metin bazı açılardan kapalı, enigmatik, ya da enigmatik olmaktan bile öte, yer yer küçük bir
kitleye hitaben yazılmış bir private joke gibi okunuyor. Mesele sadece kimi teknik terimlerin
ve operasyonel detayların araya girmesi değil, zaten açıkçası bu bir mesele bile değil, çünkü
hem metnin akıcılığına etkisi kısıtlı, hem de zaten her seferinde dipnotlarda yeterli miktar
açıklama verilmiş. Ama kimi zaman bir takım anlaşılması zor imalar kullanan yazar, kitabın
her karakterini « ki onun da adı bu olsun » şeklinde tanıtıyor, sanki bu insanlar gerçek
midirler ? Hem sonra, misalen Meksika’da bir « ulusal maden şirketi » yok, zaten kitabın giriş
sözü de kimi madenler vardır ki, maden değildirler diyor…
Ne mene bir macerayı size sunduğumuzu biz de çok derininde anlayabilmiş olduğumuzu iddia
etmiyoruz. Ama günümüz Meksika’sının karanlık yüzlerini müthiş bir detay seviyesiyle,
adeta iliklerinde hissederek bize getiren yazarın bu isimsiz anti-kahramanı, insanın
cehenneme kontrollü iniş yapmasının imkansızlığına tanıklık etmek için yaratılmışçasına bizi
macerasının içine çekip bambaşka dünyalara götürüyor.
Ve bu bambaşka dünyalara olan yolculuğun dilimize kazandırılması sürecinde projeyle
tanışan bir takım güzel insanlar, önceleri sözkonusu yolculuğu bir kaç tınıyla biraz
zenginleştirmek istediler, sonraysa o bir kaç tınıya Okyanus’un iki tarafından bir kaç ses
eklendi, bazı kadehler havada uçuştular, daha başka bir takım güzel insanlar da konuya el
attılar ve ortaya kitapla adaş muhteşem bir albüm çıktı ; bazı girdaplardan çıkabilmek için tek
fırsatın bir beyin nakli olduğunu, bir çocuğun ufkunu, ufuklarını Mister No’nun nasıl
takdireşayan bir şekilde açabildiğini, kalbi kırılmış kadınların eski dünyaya ait aksanlarının,
kaleciyi gaddarca Okyanus’un ters köşesine yatırarak, insanı Panama’ya kadar
kovalayabildiğini ve belki de o meş’um dokuz milimetrelik mermiden daha fazla
yaralayabildiğini anlatan, eklektik, kültürlerötesi ve sınırlarüstü bir albüm.
Arkamızı sağlama alıp kendimizi bu sesler bütünüyle donatarak bu asra inat, teşhir edilecek
güzelliklerin yaşanamadığı, fotojenik olmaya fırsat bulamamış toprakların yarattığı bir
ızdıraplar bütününe doğru yola çıkıyoruz…
YAYINA HAZIRLAYANLAR
Jean Dupont'un Fransızca anlattığı "MMG" dilimize birçok dostumuzun emeği ile kazandırıldı.
Elif Kayaman, Berke Can Özcan ve Can Gönenç eserin Türkçe hazırlanmasında fikri, teknik çalışmalarını şahane sanatları ile taçlandırdılar.
Elif Kayaman renkli mi renkli kapak illüstrasyonu ile kahramanımızı semboller ile anlattı.
Berke Can Özcan ve Barlas Tan Özemek'ten mütevellit Abberlasker ise "MMG" ile aynı adı taşıyan albümlerinde sesleri ile 'macerayı' daha da heyecanlı hale getirdi.
YOK: 1
Meksika Maden Günlükleri
Jean Dupont
Fransızca Aslından Çeviren: Can Gönenç
Kapak İllüstrasyonu: Elif Kayaman
Dizgi: Gürkan Kızılsakal - Eda Şenkan
Kapak Tasarımı: Bülent Şengül
Son Okuma: Başak Zorlu
Baskı ve Cilt: A4 Ofset
ABBERLASKER
Bir Filmin Müziği olur da, kitabın olmaz mı? Berke Can Özcan ve Barlas Tan Özemek'ten oluşan Abberlasker, bu kitabın anlattığı dünyanın müziğini tasarladı. On parçalık "Meksika Maden Günlükleri" albümü tüm dijital platformlarda.